emekçinin mutfağı

emekçinin mutfağı

7 Eylül 2014 Pazar

kabağın öcü

kabağın öcü diye yemek ismi mi olur demeyin, oldu bile! bu kabağa pek iyi davranılmaz ya mutfaklarda.. hep bi kabağı hor görme, bundan ne yapılır ki deme, mücverdir, kabak gratendir ötesinde pek kabakla ilişkilenmeme.. işte bu nedenle öç almaya geldi kabaklar bizim mutfağa pazardan.. aman efendim aman her sebze böyle öç alsa keşke dedirttiler sonra da.. işte kabağın öcü:



Malzemeler

6-7 tane kabak
bir kuru soğan
en az yarım demet maydanoz-daha fazla da olabilir
tuz 
karabiber
bulgur-esmer
zeytinyağı
9-10 diş sarmısak
üç yemek kaşığı tereyağı
nar eksisi

Yapım

öncelikle kabakları iri iri doğrayıp, yanına kabukları soyulmamış diş sarmısakları tepsiye koyup üzerine zeytinyağı tuz karabiber gezdirip, önceden ısıttığımız fırında ızgara yapıyoruz..

onlar pişerken soğanımızı yarım halkalar olarak doğrayıp, tencerede erittiğimiz tereyağının içinde pembeleşene kadar pişiriyoruz..



sonrasında resimde gördüğünüz kaseyi tam doldurmayan bulgurumuzu önce güzelce yıkayıp, içinde taş var mı yok mu baktıktan sonra tencereye ilave ediyoruz.. azıcık soğanla kavurdum bulguru da.. ama yapılmayadabilir. üzerini yaklaşık bir buçuk parmak geçeçek kadar su koydum ve de harlı ateşte kapağını kapayıp pişirmeye bıraktım. 







o sırada da arada fırındaki kabakları çevirdim, her tarafı eşit pişsin diye, bir de maydanozları incecik kıydım.. istenirse bir demet maydanoz da koyulabilir bu sizin damağınıza kalmış..  sonra maydanozları, tuz ve karabiberi de ekliyoruz bulgura.. 




bulgur suyunu çekince altını kapatıyoruz, aynı sürede fırındakiler de pişmiş oluyor ve birbirine karıştırıyoruz.. 


servis ederken yoğurtla servis edilmesi hoş olacaktır.. ve de sarmısakları yerken, kabuğundan sıyırıp yemeniz tavsiye edilir.. neden kabuğunu soyup koymadık fırına diyebilirisiniz.. öyle yapsaydık sarmısaklar kuruyacaktı. ama bu şekilde yumuşacık olacaklar.. en son ustune de nar eksisini isteginiz kadar gezdirin..

ne diyelim: afiyetler olsun! siz de bir gün kabakların öcünü almasına izin verirseniz bu tarifi deneyebilirsiniz :)




nuriyenin kaynatası

efenim kim bu nuriye diyebilirsiniz.. nuriyenin kaynatası şahane kabak-meze/başlangıç yemeğimizin ben tarafından uygun bulunmuş adı :) bu yemeği yaban ellerde osmanlı tarifi olduğundan beisle yemişliğim oldu.. hatta evin sahibi sofranın kurucusu pat, bu tarifi benim için özel olarak yapmıştı.. hani bildiğimi düşünmüş.. oysa ki bilmediğimi söyleyince ya bu osmanlı değil ya da sen bilmiyorsundur dedi :) epey de eğlendik benim bir osmanlı tarifini bilmeme, ehh osmanlı hanedanının torunuyum ya! yok yok, şaka bir yana, yediğimde gerçekten lezzetinden gözlerimi kapayıp tüm farklı tatları anlamak istedim bir kaç saniye.. ee bu kadar reklamdan sonra gelsin tarifi nuriyenin kaynatasının!






Malzemeler

bir adet uzun boyunlu kabak (farklı kabaklardan yapılabileceğini düşünüyorum*denemesi sizden!)
zeytinyağı
tarçın
toz ya da pul kırmızı biber
yoğurt
maydanoz
3-4 diş sarmısak


Yapımı

öncelikle kabağımız pek güzel olan sapını kesiyoruz.. kabağı da ikiye bölüp çekirdeklerini çıkartıyoruz.. tabii kabağı yıkıyoruz dememe gerek yok sanırım.. sonra fotoğrafta da göreceğiniz gibi iri iri doğruyoruz. 

önceden fırınımızı 200 derecede ısıtıyoruz.. doğradığımız kabakları tepsiye koyduktan sonra üzerine hafif zeytinyağı gezdiriyoruz. sonra pul biber ve tarçını her dilimin üzerine serpiyoruz.. ve de ısınmış fırınımıza veriyoruz.. 

onlar fırında kızarırlarken, yoğurt ve rendelenmiş-çekilmiş sarmısağı birbirine karıştırıp hazırlıyoruz.. 

bir diğer taraftan da maydanozları yıkayıp, varsa rondoda biraz zeytinyağı ile çekerek ya da bir bıçak yardımıyla ince ince kıyarak hazırlıyoruz.. 


fırında kabaklar yumuşayana kadar pişirip, fırından çıkarmadan ızgarayı açıp hafifçe kızartıyoruz.. 



bu yemek sıcak servis ediliyor.. kabakları çıkarıp üzerine biraz sarmısaklı yoğurt ve de maydanozla süsleyerek servis ediyoruz.. 

afiyet bal şeker olsun!


tembel ahçılar!


uzundur yazamıyoruz: kabul. hep hedefler koyuyor insan, sonra başka işler çıkıyor, hedeflere ulaşmak istemiyor, keyfi yazmak istemiyor, denese de yazası gelmiyor.. işte öyle böyle vakitler geçen.. bu arada yemek yapmadık mı? yaptık tabi ki! güzel sofralar kurduk.. afiyetle de yedik.. ve fekat yazmadık.. bugün bir-iki tarif girme zamanıdır diye önce mutfağa, yok yok önce pazara, sonra mutfağa, sonra da bilgisayar başına.. bol kabaklı yemekler yapıldı.. gelsin bakalım tarifler! afiyet olsun!